13 Temmuz 2009 Pazartesi

Merkez'in Faiz İndirimi Ve Piyasalar


Merkez Bankamız faizleri 0.50 puna daha indirdi. Bu tür bir ekonomik ortamda yapılması gerekeni yapıyor. Normal şartlarda herhalde ben olsam şu an faizleri yüzde 6'lara kadar çekmiştim.

Her ne kadar Merkez bankası'nın niyeti benimle aynı olmasa da, sonuç aynı kapıya çıkmış oluyor. Türkiye'nin bu tür bir dönemde kur artışına ihtiyacı var. Çünkü bu tür bir ekonomik ortamda, rekabetimizin artmasını ve dışarı satacağımız malın artmasını sağlayacak ve kolaylıkla yapılabilecek tek unsur kurlardaki artış olur.

Neyse piyasalar fazla reaksiyon vermedi. Dolarda biraz yukarı hareket var ama çok ciddi denilebilecek bir olay değil. Şimdi önemli bir habere bakalım.

32 sayılı Karar’da bugünden geçerli olmak üzere yapılan değişikliğin etkilerini aşağıda bilgileirnize sunuyorum

1. Gerçek kişilere YP kredi ve DEK kullandırımı,

Bugünden itibaren gerçek kişilere hiçbir ad altında (konut, taşıt, ihtiyaç vb) gerek YP gerekse dövize endeksli kredi kullandırılması yasaklanmış bulunuyor.

Karar gerçek kişilerin hem yurtiçinden hem de yurtdışından YP kredi ya da DEK kullanımını engelliyor.

2. Şirketlere kullandırılan YP krediler,

Değişiklik ile döviz kazandırıcı faaliyeti olmayan şirketlere de yurtiçinden döviz kredisi kullandırılması mümkün hale getirildi.

Ancak bu imkan sadece 1 yıldan uzun ortalama vadesi olan ve 5 milyon USD’yi aşan kredi kullanımlarında sözkonusu olacak. Yani KOBİ’lerin ve küçük işletmelerin YP kredi taleplerinin yurtiçinden karşılanması yine mümkün olamayacak.

Düzenleme ile gerçek kişilerin ve belli bir ölçeğin altında olan işletmelerin kur riski üstlenmesinin engellenmesi hedefleniyor.

Bu tür bir düzenleme ekonomide dengesizliklere yol açacaktır. Şu andan itibaren hiçbir birey döviz kredisi alamayacak. Bu haber bende çok garip duygular oluşturdu. Bir an için 1980'ler öncesine gittim. O zaman cebinizde dolar taşıyor olmak suçtu. Bu kararın alınmış olması demek, ileride ciddi kur artışları riskinin yükseldiği ve bunun da otoritelerce kabul edildiği anlamına geliyor. İnşallah hükümetimiz kuru sabitleyip ciddi bir devalüasyon düşünüyordur. İşte o zaman bu krizden zıp diye çıkarız ve istihdamda da patlama olur.

Gelelim diğer bir konuya, bugün Huseyin Barrack Obama, finansal kuruluşları nasıl hizaya sokup bir daha böyle halt yemeyeceklerini garanti edeceklerini anlatmaya çalışacak. Bu da finansal kuruluşların pek hoşuna gitmeyebilir. Bu nedenle piyasalar biraz istim üzerinde duruyor. Bakalım piyasa Obama'ya nasıl reaksiyon verecek.

Son olarak Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan'dan oluşan BRIC grubu toplanıp kendi aralarında kararlar aldılar. Birbirlerinin tahvil ve bonolarını alacaklarmış. Yani ABD tahvil ve bonolarına güle güle diyecekler. Ayrıca IMF'nin para birimi olan SDR'nin içine kendi paralarının ve altının alınmasını da öneriyorlar.

Sözün kısası şu ki herkes bu global kriz yangınından kendini kurtarmaya bakıyor. Biz ise, aman uluslararası anlaşmalara ters olur, aman efendim şunu kızdırırız, aman bunu kızdırırız diye uyuyalım. Global ekonomilerde başka krizler çıkacak. Bu yeni krizin adı da DOLARA GÜVEN krizi olacak. Bu da dünyayı hallaç pamuğu gibir bir defa daha atacak ama henüz bu krizin çıkmasına en az 1 yıl var.

Gelelim IMF ile görüşmelere, ben bu yazı yazarken sayın BABACAN LİPSKY'yi kabul ediyordu. Buradan hala sonuç beklemek anlamsız görünüyor. Yapılacak açıklamayı sizlere söyleyeyim "görüşmeler hızlı ve olumlu bir seyirde devam ediyor. Sonuca yaklaşıyoruz. Ufak tefek noktalar var ama bunlar da çözülür."

Şimdi kafamdaki soru şu: Madem IMF'dne para gelecek ve siz anlaşma yapacaksanız, neden 32 sayılı karar değişti? Kanımca IMF ile anlaşma rafa kalktı ve artık IMF'den nasıl olsa para almayacağız diye, herkesin döviz ve dövize endeksli borçlanmasını yasakladılar. Ben bu olayı böyle yorumluyorum.

AAAHHHH AHHHH!.. Aklınız nerdeydi beyler. Belki de 30 tane yazıyı taaaaa millet deli gibi döviz borçlanırken yazıp, "bunun önüne şimdiden geçin, bakın Tayland ne yapıyor" diye bağırdık ama hükümetimiz bizim 2006'da görüp para harekatı kitabında yazdığımız noktaya yeni gelebildi. Şimdi ne söylüyoruz?

"Bu ekonomik programla asla ekonomik büyüme ve istihdam sağlayamazsınız. Programı değiştirin" diyoruz, yine günü kurtarıcı işlerle meşguller. Türkiye'de Merkez Bankası haricinde krizi doğru dürüst okuyan bir tane kamu kurumu yoktur. Merkez Bankası'nın yapabilecekleri de sınırlıdır. İki yıl sonra geriye dönüp baktığımızda işsizlik hala yüksek seviyede olacaktır.

Piyasalar gelince... Bugün o konuya girmeyelim. Dün söyledikleirm geçerlidir.

1 yorum:

  1. Biz Iowa City, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Iowa Lutheran Hastanesi temsilcisiyiz, bir kez daha hastalarımız için böbrek almak için buradayız ve onlar kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi bir miktar para ödemeyi kabul etmişlerdir. Bir bağışçı olmak ister veya bir Hayatı kurtarmak istiyorsanız, aşağıdaki e-postada bize yazabilirsiniz.

    Bu, sizin için tamamıyla zengin olmanız için bir fırsattır. Bizimle% 100 güvenli işlem garantisi veriyoruz ve garanti ediyoruz, her şey yasalara uygun böbrek bağışçılarına göre yapılacaktır.
    Artık daha fazla zaman kaybetmeyin, lütfen bize iowalutheranhospital@gmail.com adresinden yazın.
    Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

    Iowa Lutheran Hastanesi.

    YanıtlaSil