23 Aralık 2011 Cuma

Yılbaşında Kredi Kullanımına Dikkat !


Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, yılbaşı ve özel günler dolayısıyla düzenlenen kampanyalarda vatandaşların gereksiz tüketime teşvik edildiğini belirterek "365 günün bir gününü hediye ile mutlu hale getirip, 364 gününü hüzünlü yaşamaya, karşımızdaki insana asık yüzlü suratımızı göstermeye hakkımız yok" dedi.


Bayramlarda ve özel günlerde düzenledikleri kredi kampanyalarıyla tüketicileri kredi kullanmaya teşvik eden bankalar, yaklaşan yılbaşı için de cazip şartlarda kredi paketleri hazırladı. Hazırladıkları kredi paketlerini tüketicilere, televizyon reklamı, gazete ilanları ve internet aracılığıyla duyuran bankaların kredi rekabeti yılbaşı öncesinde de devam ediyor.

Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, özel günlerde bankaların düzenlediği kredi kampanyalarının tüketicilerin bütçe açığının artmasına neden olabileceğini söyledi.

Bankaların para kazanma arzusuyla hareket ederek tüketiciyi borçlandırma çabası içinde olduğunu savunan Kaya, vatandaşların harcama yaparken bütçelerini dikkate almaları gerektiğini ifade etti.

Tüketicinin kredi kullanmadan önce kendi bütçesini düşünerek hareket etmesini tavsiye eden Kaya, şöyle devam etti: "Yılbaşını illaki tatillerde, yurt dışında geçirmek gerekmiyor. Kısa vadeli mutluluklar için uzun vadeli huzursuzlukları yaşamaya hakkımız yok.

Çocuklarımıza, ailemize, çevremize bunu yaşatmaya da hakkımız yok. Kaldı ki artık bankalar borçlarından dolayı kişinin kendisini değil, kayınpederini, annesini, babasını, bacanağını arayıp, ’Biliyor musunuz? Şu şahsın bize borcu var’ gibi tacizler yapıyorlar. İtibarsızlaştırma yapıyorlar." Kaya, vatandaşların kendi yönetimlerindeki bütçelerinin kontrolünü kaybetmemek için dikkatli olması gerektiğini anlatarak, "365 günün bir gününü hediye ile mutlu hale getirip, 364 gününü hüzünlü yaşamaya, karşımızdaki insana asık yüzlü suratımızı göstermeye hakkımız yok. Kimse bizden hediye beklemiyor.

Sadece güzel bir söz ve tebessüm bekliyor. Şekil şartlarını bırakıp işin özüne inmemiz gerekiyor. Bir de kalkıp yeni hediye borçlanmalarıyla borç stokumuzu daha da artırmayalım" diye konuştu.

"2012 tasarruf yılı olmalı"


Bazı kredi kartı kullanıcılarının bir kredi kartından çekim yaparak diğerine olan borcunu ödediğini anımsatan Kaya, "Tüketici ihtiyaç kredisi alıp kredi kartı borçlarını kapatıyor veya ihtiyaç kredisini ödeyemiyor, yeniden yapılandırmaya gidiyor. Bankalar da aslında Türkiye’de bir kriz havası oluşmasın diye, vatandaşın sicillerinin temiz tutulmasını sağlamaya çalışıyorlar. Oysa reel durum bu değil. Reel durum bugün 49 milyon adet kredi kartı kullanılıyor. 26 milyon kişi kredi kartı kullanıcısı. Kişi başına ortalama 2 tane kredi kartı düşüyor." dedi.

Tüketicilerin bankalara olan kredi borçları toplamının gün geçtikçe arttığına dikkati çeken Kaya, şunları dile getirdi: "Günümüzü gün etme harcamaları olarak kullanıldı bunlar. Dolayısıyla ’zararın neresinden dönersek kardır’ deyip, özellikle 2012 yılını kendimizi toparlama yılı olarak görmeliyiz. 2012 artık israf değil, tasarruf yapacağımız bir yıl olmalı. 2012 tüketicinin israf değil, tasarruf yılı olmalı. Yeterince israf ettik, harcadık biraz tasarruf edelim."

BDDK’nın kredi kartları ile ilgili düzenlemesi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartları ile ilgili düzenlemesine de değinen Kaya, kredi kartı sahiplerinin yeni düzenlemeyle ödeyebilecekleri limitlerde kredi kartı kullanacağını hatırlattı.

Kredi kartı harcamalarının kontrol edilebilir bir seviyeye çekilecek olmasının gereksiz tüketimi azaltacağını anımsatan Kaya, sözlerini şöyle tamamladı: "Fuzuli harcamaları ’evime yeni mobilya alayım’, ’gereksiz elektronik cihazlar alayım, nasıl olsa kredi kartım var’ politikaları artık duracak.

Reklamların bombardımanındaki tüketici, kartın limitinden çok aylık geliri oranında harcama yapmaya yönelecek. Çünkü kartın limiti, aylık gelirine göre ayarlanmış olacak. Önceden geliri olmasa dahi kartın limiti oranında kullanabiliyordu vatandaş. Bu sefer bunu yapmayacak."

Online Alışverişte Şaşırtıcı Tekliflere Karşı Uyanık Olun


Yılbaşı yaklaşıyor, dolayısıyla hediye trafiği de yoğunlaşmaya başladı. Giderek artan oranda internet üzerinden gerçekleşen alışveriş, dolandırıcılıkların da artmasını beraberinde getiriyor. Kullanıcıların, ekstra tatil indirimi veya hediye gönderimi gibi iletilerle, kredi kartı ve banka hesap bilgilerini isteyen dolandırıcılardan korunması için ESET araştırmacıları önerilerini paylaştı.

İşte, güvenli online yılbaşı alışverişi için Fırsat” altın değerinde 5 ipuçu:

1. Bilgisayarınızın bakımını yapın : Uzun bir yolculuğa gitmeden önce nasıl arabanızı bakıma götürüyorsanız, online alışveriş öncesinde de bilgisayarınızın bakımını yapın. Korumayı artırmanız, tüm güncellemeleri yapmanız çok önemli.

2. Bildiğiniz sitelerden alışveriş yapın :


Sitelerden gelişigüzel alışveriş yapmak yerine, daha önceden kullandığınız, bildiğiniz ve güvendiğiniz yerlerden araştırma ve alışveriş yapın. 3. Şaşırtıcı tekliflere karşı uyanık olun : Sezonun popüler ürünleri, gerçek olamayacak kadar iyi fırsatlarla size sunuluyorsa, dikkatli ve uyanık olmanızda fayda var. Bu tip durumlar çok cazip gözükse de, muhtemelen tıkladığınız bağlantılar sizi büyük risk taşıyan yerlere yönlendirecek. Tabii ki bu durum, tüm indirimli satıcılar için geçerli değildir. Bağlantılarınızı, yönlendirildiğiniz sitelerin güvenliğini ve güvenilirliğini araştırmanız önemlidir. Google ve diğer kullanıcıların yorumları size fikir verecek.

4. Güvenli bağlantı ve işlem konusunda ısrarcı olun :

Bir web sitesinden, sipariş verirken, sitenin SSL kullanıp kullanmadığına dikkat edin. Güvenli işlem standartları, size internet sitesi hakkında bilgi verecek. En kolay kontrol yöntemi, web sitesinin adresinin yazdığı adres barında, “http” yerine, “https” veya “shttp” yazıp yazmadığıdır. Yine aynı şekilde, adres barında anahtar veya kilit simgeleri de size yardımcı olur. SSL kullanımı, kredi kartı bilgilerinizin şifreli paylaşılmasını sağlar ve böylece diğer kişiler tarafından okunmasını önler. Eğer alışveriş yaptığınız site ile ilgili bir şüpheniz olursa, Google’dan bu sitenin adıyla beraber, “aldatmaca” veya “dolandırıcılık” kelimelerini aratmanız, geçmişte yazılanları bulup okumanız, size fayda sağlayabilir.

5. Harekete geçmeden önce düşünün :

Spam maillere ve sosyal paylaşım sitelerinde, arkadaşlarınızın profillerinde gözüken “Acil”, “Fırsat” gibi gözüken sitelere karşı dikkatli olun. Eğer bu kampanyanın gerçek olduğunu düşünüyorsanız, yeni bir tarayıcı açın ve web sitesinin adresini direkt olarak adres barına yazın. Sahte sitelerin bağlantıları görüntülenemeyecktir ve bu da sizi koruyacak.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Banka Hesaplarına El Konulduğu İddiası


Kütahya Defterdarlığı, Simav'da 19 Mayıs'ta meydana gelen depremden etkilenen mükelleflerin banka hesaplarına el konulduğu yönündeki haberlere ilişkin, söz konusu uygulamanın, 6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırılan borçlarını ödemeyen veya yapılandırmaya hiç müracaat etmeyen mükelleflere ilişkin vergi borçlarını kapsadığını bildirdi.

Kütahya Defterdarlığı, Simav'da 19 Mayıs'ta meydana gelen depremden etkilenen mükelleflerin banka hesaplarına el konulduğu yönündeki haberlere ilişkin, söz konusu uygulamanın, 6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırılan borçlarını ödemeyen veya yapılandırmaya hiç müracaat etmeyen mükelleflere ilişkin vergi borçlarını kapsadığını bildirdi.

Kütahya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, geçen hafta Simav Vergi Dairesi Müdürlüğünün "Depremden etkilenen bazı mükelleflerin küçük vergi borçları yüzünden bankalar ve özel kuruluşlardaki hesaplarına el konulduğu" yönündeki beyanatlarının "Depremzedelerin Banka Hesaplarına El Konulmuştur" başlığıyla haber yapıldığı belirtildi.

Kütahya Defterdarlığından konuyla ilgili bilgi istenildiğinin kaydedildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Bilindiği üzere, usulüne uygun tarh ve tahakkuk eden kamu alacağının ödeme süresinde ödenmemesi halinde, bu alacaklara gecikme zammı da uygulanmak suretiyle takip ve tahsil edilmesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanu'ndan kaynaklanan bir zorunluluktur. Ancak 19 Mayıs'ta Simav ilçesinde meydana gelen deprem felaketinden etkilenen mükelleflerin zor duruma düşmemeleri amacıyla Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından mücbir sebep hali ilan edildiğinden, söz konusu haciz uygulamaları bu kapsama giren vergi borçlarını kapsamamaktadır. Bu haciz uygulaması, 6111 Sayılı Yasa kapsamında yapılandırılan borçlarını ödemeyen ve/veya yapılandırmaya hiç müracaat etmeyen mükelleflere ilişkin vergi borçlarını kapsamaktadır. Haberde yer alan durum ferdi olup, genelleştirilmesi söz konusu değildir."

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Tatilde bankalar açık mı?


Bayrama bir hafta kala kaç gün tatil olacağı da netlik kazandı. Kamu çalışanları bu dönemde 9 gün idari izinli sayılacak. Fakat kamu çalışanlarına tanınan bu hak özel sektör için geçerli değil.

Kamunun 9 gün tatil yaptığı bir dönemde özellikle finans kuruluşlarına çalışanlar 6.5 gün tatil yapma imkanı bulacak. Bankalar ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 29 Ağustos pazartesi günü yarım gün işlem yapacak. Öğleden sonra tatilin başlayacağı kuruluşlarda 2 Eylül Cuma günü sabah yeniden mesai başlayacak. Bu dönemde tatilini dokuz güne tamamlamak isteyen banka çalışanları yıllık izinlerinden kullanacak.

HAVALE YA DA ÖDEME YAPACAKLAR DİKKAT?

Bankalardan çıkan ortak karar bayramını arefe günü olan 29 Ağustos'ta 9:00- 13:00 arasında şubelerin açık tutulması yönünde. Bu süre içerisinde banka müşterileri bankacılık işlemlerini, fatura ya da kredi kartı ödemelerini gerçekleştirebilecek. Aynı şekilde 2 Eylül 2011 tarihinde de bankalar tam gün mesai yapacak. Pazartesi günü saat 13:00'a kadar yapılan EFT işlemleri aynı gün hesaba geçebilecekken, bu saatten sonra yapılanlar tatilden sonraki ilk iş gününde hesaplara işleyecek.

YA BORSADA İŞLEM YAPANLAR?

Borsa hisse senedi bulunanların ise yaptıkları satışlar karşılığında hesaplarına geçecek olan paralar takas süresinin birleştirilmiş olması nedeniyle bayram dönüşünde hesapta olacak. Aynı şekilde hisse senedi satın alacaklar için ise bayram öncesi iki gün içerisinde yapılacak olan alımların karşılığı olan para bayram dönüşünde yatırılacak. Bu da borsa yatırımcısına takas avantajı sağlıyor.

Hisse Senetleri Piyasası ve Gelişen İşletmeler Piyasası'nda 29 Ağustos 2011 tarihinde, yarım gün resmi tatil olması sebebiyle sadece 1. seans yapılacak, 30-31 Ağustos ve 1 Eylül 2011 tarihlerinde ise seans yapılmayacak. 25 Ağustos 2011 tarihinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası 2 Eylül 2011 tarihinde, 26 ve 29 Ağustos 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası ise birleştirilerek 5 Eylül 2011 tarihinde yapılacak.

ABD'nin en büyük bankası


ABD'nin en büyük bankası Bank of America'nın hisseleri, yüksek tutarda sermaye artırımına gitmesi gerekeceği yolundaki artan endişelerle iki buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.

ABD borsalarında yüzde 3'lük yükselişe karşılık Bank of America hisseleri dün yüzde 1.9 değer kaybederek S&P 500 endeksinde en kötü performans gösteren hisse oldu.

Hisselerin yılbaşından bu yana yüzde 53'e yakın değer kaybetmesi piyasa değerinde 70 milyar doları aşkın düşüşe neden oldu. Bankanın borçlarını iflasa karşı sigortalamanın maliyeti ise bir aşamada rekor düzeye yükseldi.

Bankayı takip eden analistler, son birkaç hafta içinde yaptıkları açıklamalarda yeni sermaye standartlarının karşılanması için 50 milyar dolar kadar sermaye artırımı gerekebileceğini, buna ek olarak bankanın sorun yaşayan konut kredileri (mortgage) biriminin davalar nedeniyle büyük maliyetlerle karşılaşabileceğini belirttiler.

Fakat eski Merrill Lynch analisti Henry Blodget tarafından yayımlanan bir blogda bankanın analistlerin tahminlerinden daha yüksek tutarda sermaye artırması gerektiğini gösteren bir yazı yer aldı. Dün yayımlanan yazıda bankanın bilançosuyla ilgili sorunlar nedeniyle 100 ile 200 milyar dolar arasında aktif silmek zorunda kalabileceği ve en az bu tutarda yeni sermaye artırımına gitmesi gerekeceği ifade edildi.

Bankanın, ana faaliyet alanları dışında satılabilecek büyük varlıkları kalmadığı göz önüne alındığında bu kadar yüksek tutarda sermaye sağlanmasının zor olduğu görülüyor. Yeni hisse ihracı yoluyla yapılacak bir sermaye artırımı ise Bank of America hisselerindeki yoğun değer kaybı düşünüldüğünde, getireceği yüksek maliyet nedeniyle çekici değil.

Banka Blodget'in blog yazısında yer alan rakamların doğru olmadığını ve hedeflediği sermaye oranlarına varlık satışı ve kâr ederek ulaşabileceği ifade ederek kendisini savundu. Bankaların sermaye ve risk seviyelerini düzenleyen Basel III sermaye kurallarının 2013 ile 2019 arasında kademeli olarak yürürlüğe alınacağı göz önüne alındığında, Bank of America'nın istediği sermaye oranlarına ulaşmak için yeterince vakti olduğu görülüyor.

Bank of America'nın CDS'leri ise bir ara 65 baz puan artarak 435 baz puana kadar çıktıktan sonra 385 baz puana geriledi. Bankanın CDS'leri finansal kriz ve küresel resesyonun dünya borsalarında en ağır etkileri gösterdiği 2009 yılı Mart ayında 386 baz puandaydı.

İşlemciler bono ve tahvil türevlerindeki zayıflığın hisselerdeki aşağı yönlü baskıyı artırdığını ve iki piyasanın karşılıklı olarak birbirlerini etkilediğini belirtiyorlar. Bank of America'nın hisseleri de tıpkı CDS'leri gibi dün Mart 2009'dan bu yana görülmeyen seviyelerden kapandı.

Merkez Bankası'nden e-posta uyarısı


Merkez Bankası vatandaşları, bugün itibariyle TCMB'nin adı kullanılarak gönderilen ''Cevrimici Döviz Kur Programi 1.0'' konulu elektronik posta konusunda uyardı.

Merkez Bankasından yapılan açıklamada, söz konusu mesajda, alıcıların mesajda yer alan bağlantı adresine giriş yapmaları ve sahte bir Genel Ağ sitesinde bulunan programı kurmalarının istendiği belirtilerek, ''Bankamızla hiçbir ilgisi olmayan bu ve benzeri elektronik posta mesajlarının dikkate alınmaması, programların kurulmaması ve çalıştırılmadan silinmesi hususunu önemle duyururuz'' denildi.

Deprem Sigortası


Türkiye'de her üç zorunlu deprem sıgortasından biri konut kredileri aracılığıyla yani mecburen yapılıyor.

Karşılaştırma sitesi Enuygun.com'un analizine göre deprem kuşağındaki Türkiye'de her üç Zorunlu Deprem Sigortası'ndan (ZDS) biri, konut kredileri aracılığıyla, yani 'mecburen' yapılıyor. Çünkü konut kredisi kullanabilmek için Zorunlu Deprem Sigortası'nın yaptırılması mecburi tutuluyor.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu ve Türkiye Bankalar Birliği verilerinden derlenen Enuygun.com'un analizine göre, Türkiye'de 2010 yılı sonu itibariyle ZDS poliçe sayısı 3 milyon 316 bin iken; aynı anda bankalara konut kredisi borcu olan ve kredi vadesi boyunca mecburen her yıl ZDS yaptırmak zorunda olan 1 milyon 82 bin kişi bulunuyor.

Bu verilere göre, Türkiye'de mevcut her üç ZDS poliçesinden biri konut kredilerindeki bu mecburiyetten yapılıyor. Her yıl yeni verilen konut kredileri ise Türkiye'de ZDS poliçe sayısının artmasındaki önemli kaynaklardan birini oluşturuyor. Bu uygulama haricindeki poliçe sayıları incelendiğinde, Türkiye'de ZDS sahiplik oranının 2006-2010 yılları arasında (2009 yılı hariç) azaldığı görülüyor.


27 Nisan 2011 Çarşamba

MALİYE YE KAZANDIRAN MİKTAR


2011 yılının ilk çeyreğinde tüketim eğiliminin önemli göstergesi olan dolaylı vergilerin tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.7 artışla 38 milyar 160 milyon TL’ye ulaştı.2011 yılının ilk çeyreğinde tüketim eğiliminin önemli göstergesi olan dolaylı vergilerin tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.7 artışla 38 milyar 160 milyon TL’ye ulaştı. Bu dönemde gelir, kurumlar ve servet vergilerinden oluşan doğrudan vergiler ise yüzde 18.5 artışla 19 milyar 290 milyon TL oldu.

Tüketim eğiliminin başlıca göstergesi olan dahilde alınan KDV (Katma Değer Vergisi) gelirleri 2011 yılının ilk 3 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26.3 artarken, ÖTV gelirlerinde yüzde 14 artış yaşandı.

Maliye Bakanlığı verilerine dayanarak yapılan hesaplamaya göre tüketimden alınan dolaylı vergiler yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.7 artışla 38 milyar 160 milyon TL’ye ulaştı. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı geçen yılın aynı dönemine göre 0.4 puanlık artışla yüzde 66.4’e yükseldi.

Gelir, kurumlar ve servet vergilerinden oluşan doğrudan vergiler ise yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 18.5 oranında artışla 19 milyar 290 milyon TL düzeyine ulaştı. Yüzde 3.99 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon indirgendiğinde, yılın 3 aylık döneminde dolaylı vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15.8 artışla 36 milyar 638 milyon TL olurken, doğrudan vergi gelirleri ise yüzde 13.8 oranında artışla 18 milyar 520 milyon TL düzeyinde gerçekleşti.

GELİR VERGİSİ TAHSİLATI YÜZDE 8.6 ARTTI

Kriz döneminde en hızlı tepkinin hissedildiği vergi kalemi olan gelir vergisi tahsilatı, 2011 yılının ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.6 oranında artarak 10 milyar 412.7 milyon TL’ye yükseldi.

Reel bazda gelir vergisi tahsilatında yüzde 4.2 artış oldu. Ekonomideki canlanmaya ve iş hacmindeki artışa işaret eden kalemlerden biri olan gelir geçici vergisi ise yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.5 oranındaki artışla 367.9 milyon TL’yi aştı.

İSTİHDAM RAKAMLARINDAKİ TOPARLANMA, BÜTÇEYE DE YANSIDI

Ücretlerden alınan verginin de içinde yer aldığı gelir vergisi tevkifatı (stopaj) yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.7 oranında artarak, 8 milyar 796.4 milyon TL seviyesine çıktı. Gelir vergisi tevkifatında yaşanan bu gerçekleşme, 2011 yılının ilk çeyreğinde istihdamda yaşanan toparlanmanın yansıması olarak yorumlandı. Kurumlar vergisi tahsilatı yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41.7 artışla 6 milyar 553 milyon TL’ye ulaştı. Bu dönemde mülkiyet üzerinden alınan vergiler yüzde 12.8 artarak 2 milyar 325 milyon TL’ye yükseldi.

DAHİLDE ALINAN KDV’DE ARTIŞ YÜZDE 26.3

En önemli dolaylı vergi kalemi sayılan ve tüketim eğiliminin başlıca göstergesi kabul edilen KDV’de, yılın ilk çeyreğinde ayında yaşanan artış dikkat çekti. Dahilde alınan KDV’de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26.3 artış yaşandı. Bu dönemde dahilde alınan KDV tahsilatı 5 milyar 815 milyon TL’den 7 milyar 342 milyon TL’ye yükseldi. Yıllık enflasyondan arındırıldığında, KDV tahsilatında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.2 oranında artış yaşandı.

MOTORLU TAŞITLARDA ÖTV TAHSİLATI YÜZDE 92.9 ARTTI

2011 yılının ilk 3 aylık döneminde KDV gibi tüketicilerin satın aldıkları ürünlerinin fiyatı içinde tahsil edilen ÖTV’de yüzde 14’lük bir artış yaşandı. Reel bazda ise yüzde 9.4 oranında artış görüldü. Özel tüketim vergisi tahsilatı 2010 yılının Ocak-Mart döneminde 11 milyar 683 milyon TL olarak gerçekleşirken, 2011’in aynı döneminde 13 milyar 314 milyon TL oldu. Motorlu taşıtlara ilişkin ÖTV, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla yüzde 92.9 oranında artarken, söz konusu gelir enflasyondan arındırıldığında artış reel bazda yüzde 85.2 oldu. Geçen yıl Ocak-Mart döneminde bu kalemde gerçekleştirilen ÖTV tahsilatı 883 milyon TL iken, 2011’in aynı döneminde 1 milyar 704 milyon TL’ye yükseldi.

DAYANIKLI TÜKETİM MALLARINDAN ALINAN ÖTV GELİRİ YÜZDE 24.2 ARTTI

Bu yılın ilk 3 aylık döneminde dayanıklı tüketim malları ve diğer mallardan alınan ÖTV geliri geçen yıla göre yüzde 24.2 artış gösterdi. Dayanıklı tüketim mallarından devletin topladığı gelir, enflasyondan arındırıldığında, geçen yıla göre vergi gelirindeki artış yüzde 19.2 olarak gerçekleşti. 2010 yılının ilk 3 ayında dayanıklı tüketim mallarından alınan ÖTV’den 354.5 milyon TL’lik gelir elde eden Maliye Bakanlığı’nın, 2011 yılının aynı döneminde 440.6 milyon TL gelir elde ettiği belirlendi.

PETROL VE DOĞALGAZ ÜRÜNLERİNDE ÖTV TAHSİLATI YÜZDE 26.5 ARTTI

Petrol ve doğalgaz ürünlerinden elde edilen ÖTV geliri, 2011 yılının ilk 3 ayında yüzde 9.1 oranında yükseldi. Geçen yıl 3 aylık dönemde petrol ve doğalgaz ürünlerinden 6 milyar 403 milyon TL ÖTV geliri elde edilirken, bu yıl aynı dönemde 6 milyar 987 milyon TL’lik ÖTV tahsil edildi. Söz konusu tahsilat enflasyondan arındırıldığında geçen yılın aynı dönemine göre reel bazda yüzde 4.8’lik bir artışa işaret etti. Kolalı gazozlardan yapılan ÖTV tahsilatı, 3 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3’lük bir artışla 35.4 milyon TL düzeyine yükseldi. Kolalı gazozlardan elde edilen ÖTV geliri enflasyondan arındırıldığında geçen yıla göre yüzde 1.1’lik gerileme gösterdi.

TÜTÜN ÜRÜNLERİNDEN ALINAN ÖTV GELİRİ YÜZDE 0.8 ARTTI

Yılın ilk 3 ayında tütün ve tütün mamullerinin ÖTV’si olarak devletin kasasına giren vergi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.8 artış gösterdi. 2010’un Ocak-Mart döneminde tütün ve tütün ürünlerinden 3 milyar 370 milyon TL tahsilat yapan devlet, 2011 yılının aynı döneminde 3 milyar 397 milyon TL gelir elde etti. Enflasyondan arındırıldığında tütün ve tütün ürünleri gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.2 geriledi.

ALKOLLÜ İÇECEKLERDEN ALINAN ÖTV GELİRİ YÜZDE 17.5 ARTTI

2011 yılının 3 aylık döneminde alkollü içkilerden devletin kasasına giren ÖTV geliri yüzde 17.5 oranında arttırdı. Geçen yıl aynı dönemde elde edilen ÖTV geliri bu kalemde 638 milyon TL iken, bu yıl 750 milyon TL’ye yükseldi. Enflasyondan arındırıldığında alkol ve alkollü içeceklerde ÖTV artışı yüzde 12.8 oldu.

İTHAL’DE ALINAN KDV'DEN İLK 3 AYDA 10.3 MİLYAR TL TAHSİL EDİLDİ

2011 yılının ilk 3 ayında Uluslararası Ticaret ve Muamele Vergisi tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35.1 artışla 11 milyar 321.5 milyon TL’ye yükseldi. İthalde alınan KDV yüzde 34.1 artışla 10 milyar 284 milyon TL oldu. İlk 3 ayda gümrük vergileri yüzde 45.8 artışla 1 milyar 13 milyon TL, diğer dış ticaret gelirleri yüzde 52.5 artışla 23.9 milyon TL oldu.

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ TAHSİLATI YÜZDE 8.7 ARTTI

Ocak-Mart döneminde cep telefonu ile yapılan konuşma bedelleri üzerinden faturalara yansıyan özel iletişim vergisinde toplam tahsilat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.7 oranında artışla 1 milyar 47.7 milyon TL’ye çıktı. Reel bazda artış ise yüzde 4.3 düzeyinde gerçekleşti.

DAMGA VERGİSİ GELİRLERİ YÜZDE 23.5 ARTTI

Resmi dairelerde yapılan çeşitli işlemler dolayısıyla yurttaşlardan alınan damga vergisi geliri bu yılın ilk 3 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.5 artışla 1 milyar 566 milyon TL oldu. Banka ve sigorta muamelesi vergi (BSMV) ödeyenler 3 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.8 oranında artışla devlete toplam 1 milyar 7 milyon TL, şans oyunu oynayanlar yüzde 22.8 artışla 143 milyon TL vergi verdi. Devlet dairelerinde yapılan çeşitli işlemler, çıkarılan ya da yenilenen resmi belgeler dolayısıyla yurttaşlardan 3 ayda toplam 2 milyar 391 milyon TL harç alındı. Harç tahsilatında geçen yılın aynı dönemine göre cari olarak yüzde 22.9, reel olarak yüzde 18 artış yaşandı.

PAHALI KREDİ


Ucuz otomobil alanların kredi geri dönüşlerinde sorun yaşanınca bankalar, ucuz otomobillere kredi faiz zammı yaptı

Lüks otomobillere yüzde aylık 0.81 faiz oranı ile ucuz otomobilin kredisini yüzde 1.44'e kadar çıkardı.

Şimdiye kadar ucuz otomobil alıp kredi kullananların krediyi geri ödeme güçlüğüne düşmeleri bundan sonra ucuz otomobil almak isteyenleri yaktı. Kredi geri dönüşlerini otomobil türleri açısından inceleyen bazı bankalar, ucuz otomobiller için alınan kredilerin geri dönüşünde yani kredi taksitlerinin ödenmesinde sorun olduğunu görünce bu zararlarını gidermek için kredi faizlerini artırdılar. Böylece bundan sonra ucuz otomobil almak için bankadan kredi kullananlar daha fazla kredi faizi ödemek zorunda kalacak. . ucuz otomobil almak için bankalara gelenlerin mali durumlarının kötü olması nedeniyle ödeme güçlüğüne düştüklerine dikkat çekerek kredi faizlerini artırarak ödenmeyen kredi taksitlerinden kaynaklı zararların telafi edilmeye çalışıldığını belirttiler.

Peki almak zorunda kalanlar bundan sonra ne kadar fazla faiz ödemek zorunda kalacaklar? Bankalar şu anda lüks veya orta segmentte bulunan otomobiller için tabela faizi olarak yüzde 0.95 ile 1.2 arasında faiz aldıklarını belirtse de faiz oranları tezgâh altında 0.81’e kadar düşüyor. Özellikle otomobil firmaları ile anlaşan bankalardan hiç zorlanmadan yüzde 0.84 veya 0.90 arasında bir faiz oranı kredi almak mümkün. Ancak eğer bir ucuz otomobil alacaksanız artık bu imkansız. Çünkü ucuz otomobiller için kredi faizleri 1.40’ın üstüne çıkmış durumda. Yaptığımız araştırmalar ucuz otomobiller için aylık faiz oranının yüzde 1.44’e çıktığını ortaya koyuyor.

Bu durumda lüks ve orta segmentte bir otomobil almak için kredi 20 bin liralık ve 36 ay (3 yıl) vadeli kredi başvurusunda bulunan vatandaşlar yüzde 0,81 faiz oranı ile kredi aldıktan sonra aylık 661 lira taksit öderken aynı miktarda kredi almak için başvuran ancak ucuz otomobil alanların aylık taksiti 750 liraya çıkıyor. Aylık taksit farkı 89 liraya çıkarken üç yıl sonunda ucuz otomobil alanlar 3 bin 230 lira daha fazla faiz farkı ödemek zorunda kalacak.


Bankaların kredi geri dönüşlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle başvurduğu yöntemi sigortacılar uzun bir süredir daha fazla kaza yapan veya en çok hasar ödedikleri otomobil markaları için yapıyor. Buna göre Türkiye’de en çok kaza yapan ve fazla hasar ödenen otomobil markalarının sigortası diğerlerinden daha pahalı oluyor. Ancak sigortacılar araştırmayı şirketlerin kendi bünyelerinde yaptıkları için bir sigorta şirketinin pahalı prim bedeli belirlediği markayı diğer sigorta şirketi daha ucuz olarak belirleyebiliyor. Sigorta şirketlerinin baktığı en önemli kriter ise sigorta yaptıracak kişinin önceki yıllardaki hasar ödemesi alıp almadığı. Eğer kişi önceki yıllarda hasar ödemesi almamışsa sigorta priminde yüzde 50’ye varan indirim olabiliyor. Diğer yandan sigortacılar daha fazla kaza olan ve hasar ödedikleri İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki otomobilleri küçük illere göre daha pahalıya sigortalıyor.

TABELA FAİZİ AYNI ANCAK...
Bankalar internet sitelerinden ilan ettikleri faizden daha düşük tutarda kredi veriyor. Ancak tabela faizi ile gerçek faiz oranları arasındaki makas son aylarda piyasa faiz oranının yükselmesi iyice daraldı.

10 Şubat 2011 Perşembe

ING BANK VE TURUNCU HESAP



ING Bank bugün bir basın toplantısı düzenleyerek mevduat hesaplarına alternatif olarak çıkarmış olduğu Turuncu Hesap isimli yeni ürününü tanıttı. Biz bu lansmanda yoktuk ancak sonrasında ING Bank bloggerlara özel olarak bir yemek düzenledi ve TuketiciFinansman.net olarak bizi de bu etkinliğe çağırarak Turuncu Hesap hakkındaki detayları bizlerle paylaştı. Yemekte ING Bank Bireysel Bankacılık Pazarlama ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Cenk Tabakoğlu, ürünle ilgili sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Turuncu Hesap hakkındaki yorumlarımızı sizlere aktaracağız, ancak öncelikle hiç yorum katmadan ürünün özelliklerine değinmek istiyoruz.

TURUNCU HESAP NEDİR ?
Vadeli Hesapla farkları nelerdir ?

Turuncu Hesap’ın ne olduğundan çok aslında ne olmadığı bizim için daha önemli : Turuncu Hesap bir vadeli hesap değil ! Turuncu Hesap aynen vadeli hesap gibi faiz kazandıran bir tasarruf hesabı, ancak vadeli hesapta olduğu gibi 1 ay, 3 ay, 12 ay gibi vadelerle işiniz yok; paranızı bu hesaba yatırdığınız andan itibaren günlük faiz kazanmaya başlıyorsunuz. Hesabınıza günlük faiz hergün yattığı için, ertesi gün bu yeni tutar üzerinden faiz kazanıyorsunuz. Dolayısıyla vade bozdurma, vadenin sonunu bekleme gibi dertleriniz de ortadan kalkıyor. Dilediğiniz zaman hesabınıza para ekleyebildiğiniz gibi, paranızı istediğiniz zaman da çekebiliyorsunuz. Vadeli hesapta vade sonu gelmeden para çektiğinizde kazanılan faizden yararlanamazsınız, ancak Turuncu Hesap’ta faiz gecelik işlediğinden para çekseniz bile kazanmış olduğunuz faizinizden feragat etmiyorsunuz.

Bakiyenizi sıfırlasanız bile, hesap kapama talimatı vermeden Turuncu Hesap’ınız kapanmıyor. Hesabınıza para yatırdığınızda, yeniden gecelik faiz kazanmaya başlıyorsunuz.

90 GÜN BOYUNCA GEÇERLİ HOŞGELDİN FAİZİ

ING Bank ilk çıkış kampanyası kapsamında 90 gün boyunca geçerli olarak yüzde 9.5 gibi bir faiz oranı belirlemiş. 90 gün ürünün çıkış tarihinden itibaren değil, müşterinin hesabı açtırdığı günden itibaren başlıyor. 90 gün dolduktan sonra faiz oranı, ING Bank tarafından günün koşullarına uygun olarak belirlenen rekabetçi bir orana çekiliyor. Kampanya devam ettiği sürece hesap açtıran herkes 90 günlük faiz avantajından faydalanabilecek.

Hesap işletim ücreti yok

İşte tüketicilerin büyük bir kısmının en hassas olduğu konuya geldik. Turuncu Hesap için bir hesap işletim ücreti ödemiyorsunuz ! Ekstre veya SMS bilgilendirme gibi ücretler de söz konusu değil. İnternet ve telefon bankacılığı aracığıyla yaptığınız havale ve EFT’lerden de ücret alınmıyor. Sadece şube aracığıyla para transferi yaptığınızda bunun için standart bir ücret ödüyorsunuz.

TURUNCU HESAP’IN KISITLAMALARI NELER ?
Normalde bir vadeli hesap açtırmak için banka size bir alt limit koyar, örneğin 5 bin TL’nin altında vadeli hesap açmanıza izin vermez. Ancak Turuncu Hesap’ta böyle bir alt limit yok. 1 TL’niz bile olsa bunu hesabınıza yatırabilirsiniz.

Peki bir üst limit var mı ? Evet kısmen var. Turuncu Hesap’a istediğiniz kadar para yatırabilirsiniz ancak Turuncu Hesap’ın avantajlı faizinden yararlanmak için 250.000 TL (ING Bank 250.000 TL olarak duyurduğu üst limiti daha sonra 100.000 TL’ye indirdi) 100.000 TL‘lik bir üst limit mevcut ve yüzde 9.5 hoşgeldin faizinden yararlanabilmek için bu limitin altında kalmanız gerekiyor. Bakiyeniz bu limitin üstüne çıktığında hesaptaki bakiyenizin tamamına ING Bank’ın belirleyeceği daha düşük bir faiz oranı uygulanıyor. Bunun sebebi de yüksek miktarda parası olan kişilerin bu hesabın günlük faizinin avantajından faydalanarak yüksek kazanç elde etmelerinin önüne geçmek. ING Bank bu ürünü bir tasarruf hesabı olarak adlandırıyor ve müşterilerinin parasını uzun süreli olarak bu hesapta değerlendirmelerini istiyor.

Bu ürün bir tasarruf hesabı olduğundan para çekmeye de ufak bir kısıtlama getirilmiş. Nakde ulaşmak istediğinizde şubelerden para çekebiliyorsunuz. Bunun yanında ING Bank’ta bir vadesiz hesabınız varsa Turuncu Hesap’tan vadesiz hesabınıza transfer yaparak ATM’den de paranıza erişebilirsiniz. Veya diğer bankadaki hesabınıza EFT yapabilirsiniz. Ama Turuncu Hesap’a banka kartıyla ATM üzerinden direkt olarak erişilemiyor.

Bir diğer kısıtlama da aynen vadeli hesaplarda da olduğu gibi bu hesap üzerinden fatura ödemeleri, otomatik/düzenli ödeme talimatları gibi günlük bankacılık işlemlerinizi yapamamanız. Bunun için önce Turuncu Hesap’tan vadesiz hesabınıza para transferi yapmanız gerekiyor. Düzenli EFT/havale talimatı vermek de mümkün değil.

Turuncu Hesap sadece bireysel müşteriler için hazırlanmış bir ürün. Dolayısıyla kurumsal / ticari müşteriler bu üründen yararlanamıyor. Her müşteri sadece bir tane Turuncu Hesap sahibi olabiliyor.

Turuncu Hesap faiz hesaplamasına DİKKAT !

ING Bank’ın web sitesindeki Turuncu Hesap için hazırlanan sayfada bir hesaplama aracı var. Çok basit olarak hazırlanmış bu araçla yatıracağınız miktar ve vade süresini girdiğinizde elinize geçecek net tutarı bulabiliyorsunuz. Örneğin 10.000 TL’niz hoşgeldin faizi olan yüzde 9.5′la hesaplandığında 90 gün sonunda 10.201 TL oluyor. Ancak burada dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var. Hesaplama aracı 90 gün üzerindeki vadelerde de yüzde 9.5′u kullanıyor ve kazancınızı buna göre hesaplıyor. Oysa hoşgeldin faizi 90 gün için geçerli, sonrasında bu faiz oranı düşüyor. Yani 365 günün sonunda kazanacağınız miktar hesaplama aracının çıkardığı sonuçtan daha az olacaktır.

TURUNCU HESAP’A NASIL BAŞVURULUR ?

Turuncu Hesap’a şubelerden, internet üzerinde form doldururak veya telefon bankacılığından başvurabilirsiniz. Başvuru sırasında verdiğiniz bilgilere istinaden imzalamanız için evinize kuryeyle Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi gönderiliyor. Hesabınız açıldıktan sonra müşteri temsilcisi tarafından aranarak bilgilendiriliyorsunuz.

Turuncu Hesap açtırmalı mıyım ?

Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor, bazı bankaların aksine ING Bank sıfır maliyetli bir ürün çıkardığını iddia ediyor ve bizim gördüğümüz kadarıyla bu vaadinin arkasında duruyor. Bunu aslında ürünle ilgili olarak tüm detayların anlatıldığı soru cevap sayfasına bakarak da anlayabilirsiniz. Tüketicilerin aklına gelebilecek tüm sorular ayrıntılı bir şekilde cevaplanmış, hiçbir eksik bilgilendirme veya hinlik de söz konusu değil gibi görünüyor. Gözümüze çarpan tek hata yukarıda bahsettiğimiz faiz hesaplama aracında yapılmış. Keşke altına bir not düşerek bu konuda ufak bir uyarı yapsalardı.

Yüzde 9.5′luk hoşgeldin faizi şu günlerde uygulanan mevudat faizi oranlarına bakıldığında çok avantajlı bir oran. 90 günün sonunda piyasadaki güncel oranlar uygulansa bile senelik olarak baktığınızda diğer vadeli hesaplara göre avantajlı oluyorsunuz. Tabii 90 günün sonunda diğer bankalara göre çok daha düşük bir faiz oranı uygulayarak bu avantajı yok etme şansları mevcut. Ancak paranızı vade beklemeden hemen çekme şansınız olduğundan böyle bir hata yapacaklarını düşünmüyoruz.

Aranızda elbette “peki bu banka nereden para kazanacak” diye soranlar olabilir. Katıldığımız toplantıda Cenk Tabakoğlu bu sorunun cevabını; kısa vadede tüketicileri rahatsız eden küçük masraflarla para kazanmak niyetinde olmadıkları, bu ürünle beraber ING Bank’ı yeniden konumlandırdıkları, ürünle bir memnuniyet yaratarak uzun vadede tüm müşterilerine farklı ürünlerle ulaşıp ING Bank’ı Türkiye’nin ilk 5 bankası arasına sokmak olarak özetledi.

Ürünün hangi tür tüketicilere hitap ettiğine gelirsek; elbette yukarıda da belirttiğimiz üzere bankaların aldıkları hesap işletim ücretine aşırı duyarlı olan müşteriler için bu ürün biçilmiş kaftan (ufak bir hatırlatma, ING Bank’ta vadesiz hesap açtırdınızda bu vadesiz hesap için hesap işletim ücreti ödersiniz, ancak sadece Turuncu Hesap açtırıp, para transferini diğer bankadaki hesabınızdan da yapabilir, veya sadece şubeye giderek para yatırma/çekme işlemi yapma şansınız da var). Ayrıca vadeli hesaplarda olduğu gibi vade sonunu bekleme derdinden kurtulup, dilediğiniz zaman paranızı çekebilme veya istediğiniz zaman para ekleme özgürlüğüne sahip olmak da oldukça güzel bir avantaj.

Birikim önemli bir kişisel disiplin getirir. Çoğu tüketici birikime iyi niyetle başlar, ancak aynı disiplini sürdürebilen çok az kişi buna muvaffak olur. Günümüzde masraflarına rağmen bireysel emeklilik poliçelerinin bu kadar satılabilmesinin de en önemli sebebi budur. Çok gereksiz masraflar kesilir ama bu masraflar kredi kartından otomatik olarak az miktarlarda kesildiği için bir çok insan 10 sene prim ödeme zorunluluğu ve yaş sınırına rağmen “olsun, biriksin” diye bireysel emeklilik sistemine girer. Turuncu Hesap’ta da para çekmeyi cazipleştirmeyecek bazı küçük engeller koyulurken, maaş hesabından veya kredi kartından otomatik para yatırma gibi birikime teşvik edecek özellikler koyulsaydı iyi olurdu diye düşünüyoruz. Böylece ING Bonus kredi kartına da çapraz satış imkanı tanınmış olurdu.

Bir kaç söyledik ama bir kez daha tekrar edelim, Turuncu Hesap bir tasarruf hesabı. Yani birikmiş paranızı daha fazla değerlenmesi için bu hesaba yatırıyorsunuz. Ancak şunu da hatırlatmakta fayda var, birikiminizi mevduat ve tasarruf hesabı yerine doğru bir yönlendirmeyle farklı yatırım araçlarında değerlendirebilirseniz, mevduat faizinden çok daha yüksek getiriler elde etme şansınız olduğunu unutmayın.

Bir avantaj gibi gözükse de, birikiminizi istediğiniz an bozdurabilme seçeneğinin çeşitli riskleri bulunuyor. En önemli risk, acil bir durum olmadığı halde normalde dokunmamanız gereken bu paraya sırf bu hesabın sağladığı esneklik sayesinde erişebilmeniz ve birikiminizi artırmak yerine eksiltmeniz ve hatta tamamen tüketmeniz. Ayrıca ismi tasarruf hesabı da olsa bu da bir yatırımdır. Dolayısıyla maliyeti yok diye yeni bir yatırım ürününe yönelmeden önce kendinize bir birikim disiplinine sahip olup olmadığınızı sormanız ve tüm riskleri hesaplamanız gerekir.