24 Ağustos 2011 Çarşamba

Tatilde bankalar açık mı?


Bayrama bir hafta kala kaç gün tatil olacağı da netlik kazandı. Kamu çalışanları bu dönemde 9 gün idari izinli sayılacak. Fakat kamu çalışanlarına tanınan bu hak özel sektör için geçerli değil.

Kamunun 9 gün tatil yaptığı bir dönemde özellikle finans kuruluşlarına çalışanlar 6.5 gün tatil yapma imkanı bulacak. Bankalar ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 29 Ağustos pazartesi günü yarım gün işlem yapacak. Öğleden sonra tatilin başlayacağı kuruluşlarda 2 Eylül Cuma günü sabah yeniden mesai başlayacak. Bu dönemde tatilini dokuz güne tamamlamak isteyen banka çalışanları yıllık izinlerinden kullanacak.

HAVALE YA DA ÖDEME YAPACAKLAR DİKKAT?

Bankalardan çıkan ortak karar bayramını arefe günü olan 29 Ağustos'ta 9:00- 13:00 arasında şubelerin açık tutulması yönünde. Bu süre içerisinde banka müşterileri bankacılık işlemlerini, fatura ya da kredi kartı ödemelerini gerçekleştirebilecek. Aynı şekilde 2 Eylül 2011 tarihinde de bankalar tam gün mesai yapacak. Pazartesi günü saat 13:00'a kadar yapılan EFT işlemleri aynı gün hesaba geçebilecekken, bu saatten sonra yapılanlar tatilden sonraki ilk iş gününde hesaplara işleyecek.

YA BORSADA İŞLEM YAPANLAR?

Borsa hisse senedi bulunanların ise yaptıkları satışlar karşılığında hesaplarına geçecek olan paralar takas süresinin birleştirilmiş olması nedeniyle bayram dönüşünde hesapta olacak. Aynı şekilde hisse senedi satın alacaklar için ise bayram öncesi iki gün içerisinde yapılacak olan alımların karşılığı olan para bayram dönüşünde yatırılacak. Bu da borsa yatırımcısına takas avantajı sağlıyor.

Hisse Senetleri Piyasası ve Gelişen İşletmeler Piyasası'nda 29 Ağustos 2011 tarihinde, yarım gün resmi tatil olması sebebiyle sadece 1. seans yapılacak, 30-31 Ağustos ve 1 Eylül 2011 tarihlerinde ise seans yapılmayacak. 25 Ağustos 2011 tarihinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası 2 Eylül 2011 tarihinde, 26 ve 29 Ağustos 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası ise birleştirilerek 5 Eylül 2011 tarihinde yapılacak.

ABD'nin en büyük bankası


ABD'nin en büyük bankası Bank of America'nın hisseleri, yüksek tutarda sermaye artırımına gitmesi gerekeceği yolundaki artan endişelerle iki buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.

ABD borsalarında yüzde 3'lük yükselişe karşılık Bank of America hisseleri dün yüzde 1.9 değer kaybederek S&P 500 endeksinde en kötü performans gösteren hisse oldu.

Hisselerin yılbaşından bu yana yüzde 53'e yakın değer kaybetmesi piyasa değerinde 70 milyar doları aşkın düşüşe neden oldu. Bankanın borçlarını iflasa karşı sigortalamanın maliyeti ise bir aşamada rekor düzeye yükseldi.

Bankayı takip eden analistler, son birkaç hafta içinde yaptıkları açıklamalarda yeni sermaye standartlarının karşılanması için 50 milyar dolar kadar sermaye artırımı gerekebileceğini, buna ek olarak bankanın sorun yaşayan konut kredileri (mortgage) biriminin davalar nedeniyle büyük maliyetlerle karşılaşabileceğini belirttiler.

Fakat eski Merrill Lynch analisti Henry Blodget tarafından yayımlanan bir blogda bankanın analistlerin tahminlerinden daha yüksek tutarda sermaye artırması gerektiğini gösteren bir yazı yer aldı. Dün yayımlanan yazıda bankanın bilançosuyla ilgili sorunlar nedeniyle 100 ile 200 milyar dolar arasında aktif silmek zorunda kalabileceği ve en az bu tutarda yeni sermaye artırımına gitmesi gerekeceği ifade edildi.

Bankanın, ana faaliyet alanları dışında satılabilecek büyük varlıkları kalmadığı göz önüne alındığında bu kadar yüksek tutarda sermaye sağlanmasının zor olduğu görülüyor. Yeni hisse ihracı yoluyla yapılacak bir sermaye artırımı ise Bank of America hisselerindeki yoğun değer kaybı düşünüldüğünde, getireceği yüksek maliyet nedeniyle çekici değil.

Banka Blodget'in blog yazısında yer alan rakamların doğru olmadığını ve hedeflediği sermaye oranlarına varlık satışı ve kâr ederek ulaşabileceği ifade ederek kendisini savundu. Bankaların sermaye ve risk seviyelerini düzenleyen Basel III sermaye kurallarının 2013 ile 2019 arasında kademeli olarak yürürlüğe alınacağı göz önüne alındığında, Bank of America'nın istediği sermaye oranlarına ulaşmak için yeterince vakti olduğu görülüyor.

Bank of America'nın CDS'leri ise bir ara 65 baz puan artarak 435 baz puana kadar çıktıktan sonra 385 baz puana geriledi. Bankanın CDS'leri finansal kriz ve küresel resesyonun dünya borsalarında en ağır etkileri gösterdiği 2009 yılı Mart ayında 386 baz puandaydı.

İşlemciler bono ve tahvil türevlerindeki zayıflığın hisselerdeki aşağı yönlü baskıyı artırdığını ve iki piyasanın karşılıklı olarak birbirlerini etkilediğini belirtiyorlar. Bank of America'nın hisseleri de tıpkı CDS'leri gibi dün Mart 2009'dan bu yana görülmeyen seviyelerden kapandı.

Merkez Bankası'nden e-posta uyarısı


Merkez Bankası vatandaşları, bugün itibariyle TCMB'nin adı kullanılarak gönderilen ''Cevrimici Döviz Kur Programi 1.0'' konulu elektronik posta konusunda uyardı.

Merkez Bankasından yapılan açıklamada, söz konusu mesajda, alıcıların mesajda yer alan bağlantı adresine giriş yapmaları ve sahte bir Genel Ağ sitesinde bulunan programı kurmalarının istendiği belirtilerek, ''Bankamızla hiçbir ilgisi olmayan bu ve benzeri elektronik posta mesajlarının dikkate alınmaması, programların kurulmaması ve çalıştırılmadan silinmesi hususunu önemle duyururuz'' denildi.

Deprem Sigortası


Türkiye'de her üç zorunlu deprem sıgortasından biri konut kredileri aracılığıyla yani mecburen yapılıyor.

Karşılaştırma sitesi Enuygun.com'un analizine göre deprem kuşağındaki Türkiye'de her üç Zorunlu Deprem Sigortası'ndan (ZDS) biri, konut kredileri aracılığıyla, yani 'mecburen' yapılıyor. Çünkü konut kredisi kullanabilmek için Zorunlu Deprem Sigortası'nın yaptırılması mecburi tutuluyor.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu ve Türkiye Bankalar Birliği verilerinden derlenen Enuygun.com'un analizine göre, Türkiye'de 2010 yılı sonu itibariyle ZDS poliçe sayısı 3 milyon 316 bin iken; aynı anda bankalara konut kredisi borcu olan ve kredi vadesi boyunca mecburen her yıl ZDS yaptırmak zorunda olan 1 milyon 82 bin kişi bulunuyor.

Bu verilere göre, Türkiye'de mevcut her üç ZDS poliçesinden biri konut kredilerindeki bu mecburiyetten yapılıyor. Her yıl yeni verilen konut kredileri ise Türkiye'de ZDS poliçe sayısının artmasındaki önemli kaynaklardan birini oluşturuyor. Bu uygulama haricindeki poliçe sayıları incelendiğinde, Türkiye'de ZDS sahiplik oranının 2006-2010 yılları arasında (2009 yılı hariç) azaldığı görülüyor.