10 Mart 2010 Çarşamba

Bonus Card 10 Yaşına Bastı


Garanti Bankası’nın piyasaya sunduğu Türkiye’nin ilk çipli ve çok markalı kredi kartı Bonus Card, 10. yaşını kutluyor.
Türk tüketicisini 2000 yılında ilk kez “bedava alışveriş” ile tanıştıran Bonus’un kullanıcı sayısı, Bonus platformuna üye bankalar da dahil edildiğinde 10 milyona yaklaşıyor.

Biri yurtdışında olmak üzere toplam 7 banka tarafından hizmete sunulan Bonus, ciro bazındaki %26,3’lük payıyla kredi kartında Türkiye’nin lideri konumunda bulunuyor. 10 yılda kart sayısı %1.044, POS sayısı %1.217, “issuing ciro”su %7.433, “acquiring ciro”su ise %3.655 artan Garanti; bugüne kadar Bonus Card ile yaklaşık 2 milyar TL bedava alışveriş fırsatı yarattı.

Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin, “Bonus, alışveriş kartının özelliklerini kredi kartıyla birleştirerek, puan yerine ‘bonus’ kazanma ve program ortağı mağazalarda bedava alışveriş yapabilme faydalarıyla, Türkiye’de farklı gelir ve yaş gruplarına cazip teklifler sunan ilk kredi kartı programı. Ancak Garanti Bankası olarak Bonus’u, yalnızca bir finans ürünü değil, gerçek bir tüketici markası olarak tasarladık. Harcarken tasarruf sağlaması ve para kazandırmasının yanı sıra; müziği, peruğu ve ‘Bonus Yeşili’ sayesinde, bugün Türkiye’nin en çok hatırlanan ve en değerli markaları arasındaki yerini aldı.

Bu doğrultuda stratejimizi, yatay büyüme üzerine kurduk ve 2002’de bir ilki daha başlatarak Bonus’u diğer bankaların kullanımına açtık. Denizbank, TEB, ING, Şekerbank, TFKB, GarantiBank International (Romanya) ve Eurobank Tekfen’in katılmasıyla, Bonus Türkiye’nin en büyük kredi kartı platformu haline geldi. Kart sahiplerinin sayısı; İsviçre, Avusturya ve Bulgaristan gibi ülkelerin nüfusunu aşarak 10 milyona ulaştı. Kart sahiplerine kazandırdığımız 2 milyar TL tutarındaki bonus ise dünyanın 28 ülkesinin* GSMH’sının toplamından yüksek.” dedi.

Piyasaya sunuluşundan itibaren ilklere imza atan Bonus’un başarısının, birçok ulusal ödüle layık görüldüğünü, dünyanın en prestijli üniversitelerinde örnek vaka olarak incelendiğini belirten Sezgin, “İlk günden itibaren hayalimiz, nakit paranın yerini alan bir ürünle tüketiciye ve üye işyerlerine gerçek anlamda fayda sağlamaktı. Bu sayede, banka olarak kayıt dışı ekonomiyle verilen önemli mücadeleye de destek verebilecektik. 10 yıl içinde kredi kartları, hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru haline geldi. Bundan sonraki 10 yılda da öncüsü olduğumuz temassız ve ön ödemeli kartlarını daha da fazla yaygınlaştırarak, toplumun tüm kesimlerine uygun yeni çözümler geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Bonus, 10. yılı şerefine kart sahipleri için bir dizi kampanya ve sürpriz hazırladı. 9 Mart’ta başlayan ve 2 ay sürecek kampanya boyunca, her dakika 10 bonus hediye edilecek. 10. yıl bonuslarını, Bonus Card’ın yanı sıra, Money Card , Deniz Bonus, TEB Bonus, Şeker Bonus, ING Bonus ile 35 TL ve üzeri alışveriş yapan herkes kazanabiliyor.

ING Bank:Enflasyon Kötü Bir Süpriz Yaptı


ING Bank, Şubat ayında TÜFE bazında gerçekleşen yüzde 1,45 fiyat artışının piyasanın yüzde 0,7 olan ortalama beklentisinin üzerinde gerçekleşerek “kötü bir sürpriz” yaptığını bildirdi.

ING Bank değerlendirmesinde, “enflasyondaki bu olumsuz sürprizin, beklenti yönetimini zorlaştıracağını düşünüyoruz, ancak Merkez Bankası’nın bugün itibarıyla daha erken veya daha hızlı bir faiz artırımına yönelmesini ise beklemiyoruz” denildi.

ING Bank Ekonomik Araştırmalar Grubu tarafından sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanan “Ekonomi Notları’nda” Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan Şubat ayına ilişkin fiyat gelişmeleri değerlendirildi.

Buna göre, Şubat ayında tüketici ve üretici fiyatları sırasıyla yüzde 1,45 ve yüzde 1,66 yükselerek piyasa beklentisinin üzerinde artış kaydetti. Böylece yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 10,13’e yükseldi. Gıda fiyatlarındaki artış, yönetilen fiyatlarda yukarı yönlü hareketin fiyatlara gecikmeli yansıması ve baz etkisi, yıllık enflasyonun bir önceki aya göre yüzde 1,94 puan yükselmesinde etkili oldu.
TÜFE’de aylık bazda en yüksek oranlı artış yüzde 5 ile gıda ve alkolsüz içkiler grubunda gerçekleşti. Geçen ay vergi artışları nedeniyle fiyat yükselişi yaşanan alkollü içecekler ve tütün grubunda, Şubat’ta da yüzde 3,7’lik yüksek oranlı artış gözlendi.
TÜFE’nin alt gruplara bakıldığı zaman yüzde 5 ile en fazla fiyat artışın yaşandığı gıda ve alkolsüz içkiler grubunda, artışın gıda kaleminden ve yüzde 3,7’lik artış gösteren alkollü içecekler ve tütün grubunda ise artışın tütün kaleminden geldiği görüldü.

Gıda grubundaki artışın geçen aylarda olduğu gibi işlenmemiş gıda ürünlerinden kaynaklandığını görüldü. Bu grubun içerisinde en fazla fiyat artışı sebze (Antalya’da yaşanan sel de etkili oldu), et ve süt ürünleri gruplarında yaşandı. Tütün grubundaki artış, Ocak’ta yapılan vergi zammının yansımasından kaynaklandı.

Şubat ayında lokanta ve oteller grubunda yaşanan yüzde 1,17’lik artış, et, alkollü içecekler ve diğer gıda fiyatlarındaki artışın yemek hizmetleri grubuna yansımasından oluştu.Ulaştırma hizmetlerindeki, yüzde 0,42’lik aylık artışa ise LPG fiyatlarındaki yüzde 3,4’lük yükseliş sebep oldu. Şubat’ta en yüksek fiyat düşüşü ise indirim sezonun devam etmesinden dolayı yüzde 5,25 ile giyim ve ayakkabı grubunda yaşandı.

Şubatta yüzde 1,66 oranındaki ÜFE artışının detaylarına bakıldığında ise endekse en büyük katkının yüzde 0,67 puanla elektrik, gaz ile yüzde 0,66 puanla da tarım sektöründen geldiği görüldü.
Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda, aylık enflasyonun 2010 yılının ilk yarısında yüksek seyredeceği ve yıllık enflasyonu yukarı çekeceği konusunda uyarılarda bulunduğu hatırlatılan Ekonomi Notu’nda şöyle denildi.
“Merkez Bankası, aylık enflasyon içerisinde çekirdek göstergeleri ön plana çıkartırken, enflasyon göstergelerinin mevcut düşük seviyeleri korumasının beklendiğini vurgulamıştı. Şubat ayında bazı çekirdek gösterge gruplarında bir miktar bozulma yaşansa da, bunun kaygı verici olmadığını görüyoruz.

Merkez Bankası’nin ağırlıkla kullandığı H ve I tanımlı özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin Şubatta, Aralık ayından beri gösterdiği aylık düşüş eğilimini ve yıllık olarak ise yaklaşık yüzde 4 ile kritik seviye olarak değerlendirebileceğimiz yüzde 5 seviyesinin altında kalmayı sürdürdüğünü görüyoruz. Önümüzdeki dönemde, Merkez Bankası’nın çekirdek göstergelere vurgu yapmaya devam etmesini bekliyoruz. Ancak, enflasyonda bu ay yaşanan artışın Merkez Bankası’nın enflasyona ilişkin beklentileri yönetmesini zorlaştırabileceğini, bununla birlikte, Merkez Bankası’nın erken bir faiz artırımına gitmeyeceğini düşünüyoruz.

Merkez Bankası’nın Ekim ayında faiz artırım sürecine başlayacağı ve yıl sonu itibarıyla politika faizinin yüzde 8 olacağı öngörümüzü koruyoruz.”

5 Mart 2010 Cuma

KEY'de Müjdeli Haber



KEY’de 1.8 milyon kişinin ödeme listesi hazır

Tasfİye halindeki Emlak Bankası, Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemelerinden yararlanacakların listesini hazırlayarak Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na gönderdi. Hazırlanan listelere göre, 1 milyon 707 bin 869 kişiye KEY ödemesi yapılacağı belirlenirken ödemelerin tutarı ise 560 milyon TL olacak. Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, listeleri kontrol edip Resmi Gazete’de hak sahiplerinin adlarını tek tek yayımlattıktan sonra Ziraat Bankası’ndan KEY ödemelerine başlanacak.

Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra tasfiye halindeki Emlak Bankası’nın internet sitesinden de listeler takip edilebilecek. Ödemeler sadece Ziraat Bankası tarafından yapılacak. Geçmiş dönemde 2.5 milyon TL’nin üzerinde KEY ödemesi yapılırken toplamda 5 milyon TL’lik KEY ödemesinin gerçekleştirilmesi bekleniyor. KEY ödemelerinin Mart 2011’de tamamlanması planlanırken açıklanan listelerde ismi olmayanlar çalıştıkları kuruma başvuracak.

En fazla 1.550 TL ödenecek

Hak sahipleri kesinti dönemi boyunca aralıksız çalışmışsa ve daha önce herhangi bir ödeme almamışsa gecikme farkıyla birlikte en fazla 1.555 lira almaya hak kazanacak. KEY miktarları kişilerin çalışma sürelerine göre değişiyor.

1986 yılında Türkiye’de konut boşluğunu doldurmak amacıyla uygulamaya giren KEY, 1987’den 1995 yılına kadar toplamda 108 ay uygulandı. Kesintiler çalışanların 75 metrekare konut sahibi olmasında kredi olarak kullandırılacaktı. 1996’da KEY kesintileri yeni bir kanunla durduruldu. 1999’da alınan kararla Emlak Bankası’na ait gayrimenkullerin, KEY hesapları karşılığında Emlak Konut’a devredilmesine karar verildi ve tasfiye süreci başlatıldı.